ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törene, Vali İlhami Aktaş, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile akademisyenler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende protokol konuşmalarının ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın özgeçmişi okundu. Arından kendisine törenle fahri doktora diploması verilerek, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu tarafından cübbesi giydirildi.

Daha Sonra KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, tarafından ‘Mavi Vatan İçerisinde KKTC’nin Stratejik Önemi ve Konumu’ konulu açılış dersi verildi. Tatar, “Doğu Akdeniz'deki doğalgaz zenginlikleri, jeostratejik, jeopolitik gelişmelerle; Doğu Akdeniz'in stratejik öneminin arttığı bugünlerde, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'den dışlanması elbette ne Türkiye Cumhuriyeti'nin ne Kıbrıs Türk halkının kabul edeceği bir şey değildir. Dolayısıyla biz özellikle Annan Planı dediğimiz uluslararası kapsamlı Birleşmiş Devletlerin 2004 yılında hazırlayıp sunduğu bir plan. Bize yaratacağı sıkıntılara rağmen bizlerin ‘evet’ demesi Rumların buna ‘hayır’ demesine rağmen onların tek taraflı Avrupa Birliği’ne alınmalarıyla 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarının ihlal edildiğini görüyoruz. Çünkü o anlaşmada Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte üye olmadıkları herhangi bir devletler topluluğuna Kıbrıs giremez şeklinde açık ve net hükümler vardır. Nasıl olur da Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği'ne üye olmamasına rağmen Kıbrıs tek taraflı olarak Avrupa birini anlıyor ve orada Yunanistan'la birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti dengeleri aleyhimize dönüştürebiliyor? Çünkü Kıbrıs o kadar milletimiz için önemli bir ada ve ada etrafındaki Mavi Vatan’daki hakkımız açısından kabul edilebilir bir şey değildir. Biz hep bunu sürekli olarak muhataplarımızla paylaştığımızda; bu hukuki bir mesele değil, bu siyasi bir karardı. Siyasi bir karara Kıbrıs Avrupa Birliği’ne alarak Türkiye'yi dışlamak ve Türkiye'nin garantör ülke olduğu, Kıbrıs meselesinde bizlerin hakkını çiğnemek süreciyle yapılan büyük bir haksızlık. Ama işte bugünlerde savunduğumuz siyaset, bir bakıma bunun bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Madem Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa Birliği’ne alınıyor, bizlerin hakkı, hukuku o şekilde çiğnenmektedir. Artık Kıbrıs'ta federal temelde bir ortaklık çözüm şekli değil. Kıbrıs'ta artık yeni siyasetin gereği 2 devletli çözüm. Yani Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa, 2 devletin iş biriyle bir anlaşmanın olabileceğini Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin de mutlak surette egemen bir devlet olarak bu anlaşmanın bir parçası olması gerekiyor. Bir anlaşmadan sonra mutlaka Kıbrıs Türk halkının da kendi bağımsızlığı ve özgürlüğünün sürdürebilmesi ve garantör ülke Türkiye ile garantörlüğün devamı için, Türk askerinin adada caydırıcı güç olarak devamı için, mutlak surette Kıbrıs Türk halkının söz sahibi olabilmesi için işte yeni siyaseti gündeme getirdik” dedi.

Tatar sözlerini şöyle sürdürdü; “Filistin'de olayları görüyoruz. Filistin halkının sivil ve masum insanlarına, çoluk çocuğa yapılanları gördük. Dolayısıyla Kıbrıs'ta da bizlerin Doğu Akdeniz'deki varlığımızın sürdürebilmesi için, milli değerlerin, bekanın; hem yavru vatan hem anavatan, hem ‘Mavi Vatan'da hakkımızın hukukumuzun korunması için mutlak surette Kıbrıs’ın kuzeyindeki egemen Türk devletinin yaşaması gerekiyor. Bütün bunlar milli siyasetin bir parçası olarak ‘Mavi Vatan'da bizler için vazgeçilmez değerler olduğunu, buradan bir kez daha paylaşıyorum. Değerli arkadaşlar, değerli öğrenciler, sizler için Kıbrıs meselesi elbette çok önemlidir diye düşünüyorum. Çünkü gelecekte Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetecek olan değerli gençler sizlersiniz. Dolayısıyla Çanakkale'de yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu yolunda milletimizin fedakarlıkları, şehitlerimiz, ödenen bedeller, bir Cumhuriyet. Ama aynı değerleri taşıyan Doğu Akdeniz'de da bir Türk devleti, onun adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de yaşatılması, güçlendirilmesi ve kendi egemenlik hakları ile kıyı, karasuları haklarıyla, ekonomik münhasır bölge hakkıyla, hukukuyla sadece Kıbrıs’ın kendi toprak parçası değil, aynı zamanda ‘Mavi Vatan'daki bütün bu hak ve hukuk, hem güvenlik meselelerinde hem jeostratejik, jeopolitik aynı zamanda doğal kaynaklar, hem hava sahası bağlamında Türkiye'nin de güvenliği için fevkalade önemli olduğunu sizlere paylaşmak istiyorum. Kıbrıs bizimdir, tarihtir, milletin bir parçasıdır, Kıbrıs’ın geleceği parlaktır. Kıbrıs, Doğu Akdeniz için çok önemlidir. Kıbrıs'a hep birlikte sahip çıkmamız ve Türk Devletler Teşkilatı’nın söylediğin gibi ‘en güneydeki bir Türk Devlet’i olarak orada bütün Türk dünyasının temsilcisi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güçlendirilmesi, milli menfaatlerinizi ve ulusal çıkarlarımızın bir gereğidir. Artık öylesine bir çağda yaşıyoruz ki hayat boyu eğitim esastır ama hayat boyu eğitimi sürdürürken mutlak surette milli değerler, maneviyat, kişilik, azim, kararlılık, yaratıcılık ve insan sevgisi esastır diye düşünüyorum. İnsan sevgisini buradan paylaşırken bir kez daha Filistin'de oranları kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Orada insanlığa yapılan zulmü, çirkinliği ve dünyanın da bütün bunları seyretmesi, seyirci kalmasının da bu çağda asla kabul edilemez olduğunu buradan ben de paylaşmak istiyorum. Bir kez daha orada hayatlarını kaybedenlere rahmet diliyorum. Oradaki o zulmü yaşayan insanlara sabırlar diliyorum ve Türkiye Cumhuriyeti'nin her zaman olduğu gibi saygıdeğer Cumhurbaşkanı liderliği ve sizler hep doğru yolu gösterme noktasında; Türk halkı olarak hassasiyetinizi dünya kamuoyuna yansıtırken, paylaşırken, bütün bunlar Kıbrıs Türk halkının da kalbinden geçenlerdir. Her zaman bir olduk, bundan sonra da bir olacağız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başarısı sizlerin başarısı olacaktır. Çünkü Doğu Akdeniz'deki varlığınız bizler için, milletimiz için gelecekte fevkalade önemli bir aşamadır. Çünkü küresel dengelerin değiştiği bir Doğu Akdeniz'de mutlak suretle Türkiye Cumhuriyeti orada olması gerekmektedir”

Haber: Şahver Banu Çağlak

Editör: Boğaz Gazetesi