“Çocukları kendi haline bırakın, nasıl olsa yer” sözünün her zaman doğru sonuçlanmadığını ifade eden Diyetisyen Eral, durumun bu kadar basit olmadığını dile getirerek ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktaları anlattı. Çocuğun ilk beslenmesini kendine bırakma yöntemi BLW (Baby-led weaning) yönteminin kullanılabildiğini aktaran Eral, “Bu bebek odaklı bir beslenme şeklidir, bir uzman eşliğinde oturtulursa yöntem başarılı olabilir, ancak bilgisizce yapılan BLW yönteminde çocukların ne yazık ki aç kaldığını gözlemleyebiliyoruz” diye konuştu.
Yemek yemeyen veya çok yemek seçen çocuklar için yemekleri cazip hale getirmede uygulanabilecek en iyi yöntemin; meyveleri, salataları süsleyerek gerekirse oyunlaştırarak çocuğa sunmak olduğunu dile getirilen Şükriye Eral, “Yemek yedirirken çocuğun peşinden koşmayıp, sofrada yeme alışkanlığını da edinmesini sağlayarak bir yöntem geliştirilebilir. Okula giden çocuklarda okulda öğün yapılıyorsa anne, öğretmen ve okulun koordineli olması gerekiyor. Çocuk, okulda yemek yemiyorsa eve geldiğinde iyi bir öğün mutlaka yapması gerekiyor" dedi.

Hangi besin gurubu ne oranda yer almalı
Çocukların mutlaka süt, et, karbonhidrat grubu, baklagiller ve sebze gruplarını dengeli alması gerektiğini aktaran Eral, şunları söyledi:
“Genel olarak sağlıklı bir bireyin 10 yaşından itibaren yüzde 55-60 karbonhidrat, yüzde 15-20 protein ve 25-30 sağlıklı yağlar tüketmesi gerekiyor. Ama bunlar sağlıklı olanlardan tercih edilmeli. Çocuklarda damak zevki zamanla oturur bu nedenle sevmediği besinler konusunda zorlayıcı olmamalıyız, ama sevmediği yiyecekleri sevdiği yemeklerin içine entegre edebiliriz. Örneğin; karnabahar, brokoli, lahana gibi kükürt içeren kokulu besinlere karşı çocuklar isteksiz olabiliyor. Karnabahar sevmeyen çocuklara karnabahar köftesi yapabiliriz. Çocuklar her sebzeyi şu an yemek zorunda değil, ama sevebilecekleri besinlere dönüştürüp, farklı şekillerde pişirerek yemelerini sağlayabiliriz.”

Şeker yasak mı?
Çocuklara kesinlikle “şeker yasak” demenin çok gerçekçi olmadığına dikkat çeken Diyetisyen Eral, şöyle konuştu:
“Çocuklara bunun da hayatta var olduğunu ama diğer grupların daha sağlıklı olduğunu öğretmek gerekiyor. Beslenmede çok fazla unlu mamüllere ve pastane ürünlerine gidilebiliyor, çocuklar poğaça, pasta yiyecekse anne eli değmiş, evde yapılmış olanları tüketmelerini öneririm. Anneler de tam buğday unlu, hurma, keçiboynuzu özleri kullanarak da tatlıları, pastaları tatlandırabilir. Örneğin Keçiboynuzu çok iyi bir akciğer koruyucusudur, pekmezden ziyade öz kısımları daha kıymetlidir. Pekmez, bal gibi ürünler ısıtıldıklarında kanserojen etki yapabildikleri için ısıtılmamalı, tatlılara veya sıcak içeceklere soğutulduktan sonra eklenmelidir.”

Beslenme çantası
Okula giden çocukların beslenme çantasında süt grubundan bir besin yer alması gerektiğini aktaran Eral, “Beslenmede; evde yapılmış bir meyve suyu veya özü kullanılabilir, paket meyve sularını önermiyoruz, taze meyve tüketmesi daha iyi olur. Beslenme çantasında bir taze meyve ve sağlıklı bir karbonhidrat grubu olabilir, tam buğday unlu ekmekle yapılan içinde, marul domates ve peynir olan bir sandviç veya annelerin yaptığı tam buğday unlu poğaçalar olabilir” dedi.
Editör: Boğaz Gazetesi