Yaklaşık 300 yıl önce, Osmanlı imparatorluğunun silah ihtiyacını Kazakistan'dan Babakale'ye getirilen ustalar sağladı. Savaş dönemlerinin bitmesinin ardından, bu meslek de kılıç yapımından bıçak yapımına döndü. Ancak seneler içerisinde, bu geleneği sürdüren sadece 2 atölye kaldı. Babakale'de tamamen el işçiliğiyle bıçak üreten Doğan Tosun, bu işin kendi atölyesi dışında bir de amcasının atölyesinde yapıldığını söyledi.
Bir bıçağın boyutuna göre 5 saatle 3 gün arasında yapılabildiğini ifade eden Doğan Tosun, bu nedenle gelen taleplere yetişemediklerini söyledi. Doğan Tosun, "Babakale'de ve bölgemizde kültürel bir varlıktır bu. Tarihi 300 yıl öncesine dayanıyor. 1730'larda gelmiş bizim büyüklerimiz buraya. Kazakistan'dan kılıç ustası olarak gelmiş ve o zamandan beri silah ihtiyacını karşılamış. Tabanca tüfek çıkınca kılıç üretimi durmuş ve bıçağa dönmüşler. Baya bir esnaf dağılmış. Şu an iki atölyede yapıyoruz. Amcam ve ben yapıyoruz. Ben de oğluma aktarıyorum. Ama bitmeye yüz tutmuş mesleklerden birisi. Ben 32 senedir yapıyorum. Ben de babamdan öğrendim" dedi.
Şu anda en erken Ocak ayına sipariş alabildiklerini vurgulayan Tosun, "En küçük bıçak 5 saat en büyük bıçak 3 gün sürüyor. Tamamen elde yapılıyor. Bu sabah en büyük boy bıçağa başladım. Akşama kadar ancak desenleri yapabileceğim. Yarın da sapını ve kılıfı yapmaya çalışacağım. Biz dövme çelikten yaparız. Krom çelik de var müşteri hangisini isterse. Yüzüne desen yaparız. Her ustanın kendi motifi vardır. Bu imza olarak geçer. Kimse taklit etmez. Sapları boynuzdan yaparız. Keçi veya koç boynuzu. Bunlar hayvan tüyü ne renkse boynuzu o renk olur. Yaz olduğu için talep oluyor. Bunları sipariş olarak not alıyoruz. Sırası gelen kişinin bıçağını yapıp gönderiyoruz. Bir kaç ay sonrasına gün verebiliyorum. Çünkü elde yapılıyor. Günde 1 yada 2 tane. Şu anda Ocak ayına gün verebiliyorum. Ancak bu şekilde yetişebiliyorum" diye konuştu.

Restoranlar da istiyor
Bıçakların daha çok hediye olarak istenildiğini söyleyen Tosun, "En çok ilgi avcı bıçağına oluyor. Bunu av için değil de süs olarak kullanıyorlar. Hediyelik kullanılıyor. Yemek bıçağı yaptıran oluyor. Restoranlar istiyor. Hem yurt içinden hem de yurt dışından. En belirgin özelliği şekil itibariyle hiç bozulmamış olması Kulaklı yapıyoruz. Ege yöresindeki efe bıçakları gibi. Günümüzde bunu yapamıyoruz. Bazı takımları büyütmemiz lazım onu yapabilmek için. Genellikle kulaklı yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Editör: Boğaz Gazetesi