Çanakkale bölgesinde laparoskopik üroloji cerrahinin yakın geçmişte önem kazandığını belirten Prof. Dr. Ersay ve Doç. Dr. Alan, “Laparoskopi, karın içi ya da leğen kemiğindeki organların cerrahi tedavisinde, 20cm. dolayındaki geniş ameliyat kesileri yerine, dört yada beş adet 0,5 ile 1 cm.’lik deliklerden yerleştirilen borucuklardan kamera ve uzun ince ekipmanlarla uygulanan bir tekniktir. Organların böbrek, prostat, üreter ve böbrek üstü bezi gibi rahatlıkla görülebilmesini sağlayan, borucuklardan birinden yerleştirilen 1,5 cm. çapında, yüksek çözünürlüklü dijital teleskop kamera kullanılmaktadır. Bu sistemle vücut içindeki görüntü bir ekrana yansıtılarak görüntü eşliğinde cerrahi işlem yapılır. Ufak delikler sayesinde açık cerrahideki geniş kesilere göre çok az rahatsızlık olmakta ve daha estetik görünüm sağlanmaktadır. Ameliyattan sonra ağrı ve bu sebeple ağrı kesici kullanımı, hastanede yatış ve iyileşme süreleri oldukça azalmaktadır. Laparoskopik cerrahide açık operasyon gibi genel anestezi altında yapılmaktadır. Uygulanması için geniş tecrübe gerektirmektedir. Araştırma ve Uygulama Hastanemizde prostat kanseri tedavisi dışında böbrek kanseri de kapalı olarak laparodkopik yöntemle tedavi edilmektedir. 7 cm’ye kadar olan böbrek tümörleri böbreğin tamamı alınmadan yalnızca tümörlü kısım çıkarılarak tedavi edilebilmektedir. 7 cm’ye kadar olan böbrek tümörleri kısım çıkarılarak tedavi edilmektedir. Laparoskopik cerrahi eğitim anabilim dalımızda uzmanlık eğitimi alan tüm araştırma görevlilerinin eğitiminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Yetiştirdiğimiz tüm uzmanlarımız bu ameliyatları uygulama becerisi ile mezun edilmektedir" dedi.
Editör: Boğaz Gazetesi