“2020’Yİ OLARAK KAYIP SENE OLARAK GÖRDÜK”
İşletmelerin Temmuz 15’ine kadar iş yapamadığını dile getiren Aydeğer, “Temmuz'un ortasından itibaren daha pozitif anlamda Çanakkale bölgesi ve Kuzey Ege’ de gerçekleşti ve Ağustos sonu ile birlikte de burada şimdi artık daha bir geriye dönüş söz konusu. Eylül ayı itibariyle de orta seviyede bir potansiyeli öngörüyoruz. En önemli konuların başında şu anda devam eden pandeminin vaka sayılarının daha kontrollü gitmesi bu sürecin biraz daha olumlu geçmesine sebep olabilir. Genel olarak bölgemizdeki işletmelerin özel yeme-içme sektöründe düğün ve benzer yemekli organizasyonların, müzikli organizasyonların, pandemi sebebi ile şu anada kısıtlanmış olması tabii ki bu alanda faaliyet gösteren turistik İşletmeleri belli bir oranda olumsuz etkiliyor. Ama dediğim gibi her şeyin başı sağlık. Öncelikli olarak bu sürecin olumlu anlamda evrilmesi sonrasında buradaki işlerin daha olumlu yöne dönmesini bekliyoruz. 2020’yi bütün turizm camiası olarak kayıp sene olarak gördük zaten. Özellikle Eylül, Ağustos ayının ortasına bazı ülkelerden özellikle Antalya ya bir turizm hareketi oluştu. Ama tabi bu hareketliliğin çok büyük bir geri dönüş sağlaması zor. Biz turizmciler olarak 2021'de nasıl eski turizm sayılarına geri döneriz düşüncesi içerisinde çalışmalarımızı yürütmeye gayret ediyoruz. Umut ediyorum 2021 yılına gelmeden bu virüsle ilgili çok daha somut işte aşı ve benzeri çözümler ortaya konur. 2021'e çok daha başarılı çok daha verimli bir geri dönüşte başlarız” dedi.
“TURİZM BAKANLIĞIMIZ GÜVENLİ TURİZM SERTİFİKASYONU SÜRECİ ÇOK HIZLANDIRDI”
Aydeğer, turizmin ülke olarak olduğu noktaya da değinerek, “Şu an genel olarak Rusya pazarı Türkiye ile olan seyahat hareketi kısıtlamasını kaldırdı ve Rusya’daki tur operatörleri oradaki uçuşları yoğun şekilde yürütüyorlar. An itibariyle şu an Antalya’daki turist sayısı iyi. Ama tabi kaybolan çok ciddi bir süre var. Turizmin bütününe baktığınızda yıl genelinde elde edilecek turizm geliri ve buna bağlı turist sayısında önceki ve geçen seneler ile kıyaslanmayacak bir düşüklük olacağı kesin. Şu ana bakacak olursak Antalya bölgesinde özellikle Rus turist ağırlıklı bir yoğunluk söz konusu. Tabi o bölgede tesislerin bazıları da hiç sezona girmesi ve tesislerini açmadı. Bizim bölgemizi değerlendirecek olursak. Bizim bölgelerimiz daha çok bu tür incoming yapan tur operatörlerinden ziyade seyahat etmeyi seven ve tercih eden başta iç turizm olmak üzere, belli bir oranda da Balkan turizminden fayda görmeye çalışıyor. Ama şu anda aynı hazırda birçok ülke karantina uygulamasına devam ediyor. Bu karantina uygulaması da şu çerçevede özellikle giden turistler geri geldiklerinde o ilgili ülkede 14 gün kendilerini karantina altında tutmaları gerekir. Rusya bunu kaldırdı. Özellikle Turizm Bakanlığımız Güvenli Turizm Sertifikasyonu süreci çok hızlandırdı ve bu çerçevede misafirlerin Covit-19 tarama testlerine kolay erişim olması ile ilgili bir düzenleme yaptı. Sağlık Bakanlığı ile yapılan bu ortak çalışma çerçevesinde artık bu tesislere gelen yabancı misafirler talep etmesi halinde tesisin' in yönlendirmesi ile anlaşmalı bir sağlık kurumu ile bu kurum genelde kamu kurumlarımızın ilgili birimleri oluyor. Bu koronavirüs testini misafirler yaptırabiliyor ve en genç 24 saat bazen daha da erken bu sonucu alıp ülkesine döndüğünde bu sonuçla beraber ülkeye girdiğinde de bu karantina tedbirlerine ihtiyaç kalmıyor” şeklinde anlattı.
“MUTLAKA ÇOK DOĞRU BİR ŞEKİLDE İŞLEMİMİZ GEREKİYOR”
Aydeğer, koronavirüs salgınından sonra artık eski normalin kalmadığını, yepyeni bir boyut kazandığını söyleyerek, şu ifadelerde bulundu: “Özellikle bu dönemde bariz olarak tüketici tercihlerinde sakin noktalar, doğa ve kendi karakteri olan, farklılık sunan, çok yoğun turizm değil ama daha az konsantrasyonda turizm yapan yerlerin ön planda olduğunu gördük. Bir kitle turizminden bahsediyorsak, bu kitle turizminin içerisinde biraz önce bahsettiğimiz bu toplu turizm hareketleri ile ilgili turizmden bahsediyorsak bunları tekrar geri gelmesi zamanı şu an kestirmek mümkün değil. Yeni bir turizm alışkanlığından artık bahsetmemiz gerekecek. Turizmci olarak bizlerin de bu çerçevede hazırlıklarımızı yapmamız gerekiyor. Biz bölge olarak yani Çanakkale'yi olarak özellikle şu anki yeni normal düzenle ilgili çok ciddi bir tercihe bağlı potansiyeli barındırıyor. Çünkü şehrimiz yüksek bir konsantrasyonda tesis yoğunluğuna sahip değil. Bu bir artı değer. Aynı şekilde Çanakkale doğa ile denizle ve kültürle çok doğru bir harmanı olan bir şehir. Burada mutlaka çarpık yapılaşmalara müsaade etmeden, buradaki yatay mimari daha çok ön plana koyacak bir yapılanmaya da devam etmemiz gerekiyor. Özellikle bölgemizin dediğim gibi bu süreç ile beraber şansı daha da artacaktır. Yalnız biz bunu mutlaka çok doğru bir şekilde işlemimiz gerekiyor. Bunu doğru işlersek Çanakkale bölgesi özellikle Covit-19 ve sonrasındaki yeni döneminde daha pozitif olarak ayrışacağına olan inancımız tam. Bu çerçevede de bütün işletmelerimizin, bütün ilgili tesislerimizin de artık daha çok misafir ağırlamaktan ziyade daha kaliteli, daha özel daha kimliği karakteri olan hizmet vermesi hususunda kendi geliştirmelerinin çok büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum.”
Sevi Gözay UĞURLU
Editör: Ersan Küçükkuru
