Gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulunan Milletvekili Gider, görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının diplomayla alakalı olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Kardeşim, ‘Belediyede hiçbir hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük yok’ diyorsanız bunu tartışalım. Hukukçular tartışsın. Ama yok, bunları demiyorlar, diyemiyorlar. Çünkü çok daha fazlasının olduğunu, doğru olduğunu, gerçek olduğunu en iyi kendileri biliyor. Direnişe geçmişler, hayrola neyin direnişi? Eğer varsa ezilen birisi, eğer adalet çiğneniyorsa hep beraber direnelim. Direniş hak, millet ve mazlum için olur. Bu işler eşkıyalıkla olmaz. Gürültü yaparak hırsızlığın üstünü örtmeye çalışıyorlar” dedi.

CHP, Atatürk ne yapmışsa tersini yaptı

Konuşmasına bayramlaşma törenlerine katılan partililere ve vatandaşlara teşekkür ederek başlayan Milletvekili Gider, şunları söyledi “Bugünü tatil beldelerinde ya da ailelerinizle geçirmek yerine burada bulunmanızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Millet, 1923 yılında bir karar verdi ve dedi ki: ‘Ağalık, beylik, paşalık bitti, artık millet iradesi önemli.’ 1950’de de bunu pekiştiren ikinci sözü söyledi. Ne dedi? ‘yeter, söz milletin.’ Atatürk’ten sonra Atatürk’ün arkasına sığınıp, Atatürk ne yapmışsa tersini yapan CHP ise bunu içine bir türlü sindiremedi. CHP, bütün bunları yaparken mutlu azınlık olarak ülke içerisindeki vesayet odaklarını arkasına alıyordu.”

Direniş millet, hak ve mazlum için olur

CHP ve vesayet kırıntılarının milleti sokağa çağırdığına dikkat çeken Milletvekili Gider, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Direnişe geçeceklermiş. Ne için direniş? Direniş millet için olur. Direniş hak için olur. Direniş mazlum için olur. Milleti sokağa çağırıyorlar. Neden çıkacak insanlar sokağa? Efendim, diploma iptal edilmiş. Hemen konuşalım, tartışalım. Ben üniversiteye 1987’de girdim. Ekrem İmamoğlu ile yaşıt sayılırız. 1990 yılında yatay geçiş şartlarını da iyi bilirim. O yıllarda iki şekilde yatay geçiş olurdu. Birincisi, kazandığınız fakültenin bulunduğu yerde okuma şartları değişmiştir. Ailevi durum, sağlık gibi mücbir sebepler nedeniyle aynı okulun bir başka ildeki üniversitesine geçiş talep edebilirsiniz. Ancak bir şart var: Yeni okul, eskisinden düşük puanlı olacak ve en az bir dönem okuduğunuz okulda kaldığınız ders bulunmayacak.

Bu arkadaşın kazandığı bir okul yok çünkü. Diğer ihtimal, üniversiteler ilana çıkar. ‘Şu bölüme 1 öğrenci, 2 öğrenci alacağız’ diye duyuru yapar. Bir de baraj puanı konur. Bu ilana göre insanlar başvurur. O zaman da İstanbul Üniversitesi’ne gelecekse Uludağ’dan gelir, Atatürk Üniversitesi’nden gelir, Trakya’dan gelir. Peki, Kıbrıs ne? Türkiye’de denkliği kabul edilmemiş üniversite ne? Başarı nerede? Bu durumda iki ihtimal var: Ya çok büyük para dönmüş ya da uluslararası bir organizasyon devreye girmiş. Bu arkadaşların eşzamanlı olarak Trabzon’da FETÖ okulu açmasıyla bir ilgisi olabilir mi olayın? Bu konulara girmiyor CHP. Sözüm ona hukukçular ne diyor? ‘Efendim, suç üniversitenin.’ Bekçiyi tavlayıp benim evimi soysan, sen hırsız olmayacaksın da kazanılmış hak olacak yani! Yatay geçiş haksa çıkın konuşalım. Değilse, eşkıyalıkla bu işler olmaz.”*

 En Çok Soruşturma AK Partili belediyelere açılmış

Biga’ya huzur verecek yeni alan Biga’ya huzur verecek yeni alan

Geçtiğimiz gün yapılan soruşturma açıklamalarında en çok AK Partili belediyelere soruşturmaların açıldığına da dikkat çeken Ayhan Gider “Soruşturma izni verilen belediyelerin 59’u AK Partili, 58’i CHP’li, 21’i MHP’li, 7’si İYİ Partili, 10’u ise HDP’li belediyelerden oluşuyor. Bu dağılıma bakıldığında, İçişleri Bakanlığı’nın herhangi bir ayrım gözetmeden, belediyelerin hangi partiye ait olduğuna bakmaksızın objektif ve adil bir şekilde yaklaştığı açıkça görülüyor.”

 Özel, İngilizlerden medet umuyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yabancı basına yaptığı açıklamalara da dikkat çeken Milletvekili Ayhan Gider “İngiliz basınına beyanat veriyor Özgür Efendi. Yüzüm kızarmadan, elim titremeden okumaya çalışacağım. Diyor ki: ‘Nasıl bir gerekçesi var? Nasıl bir sebebi var? Bütün Avrupa tepki gösteriyorken İngiliz İşçi Partisi’nin, Stanley’in bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlayamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul’un büyükşehir belediye başkanını alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. O zaman bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti, bu nasıl demokrasiyi birlikte savunmak? Demokrasinin beşiği İngiltere ve bizim kardeş partimiz, İşçi Partisi buna nasıl sessiz kalabiliyor? Gerçekten çok kırgınız.’ Bakın kimden medet umuyor: İngilizlerden! Terk edilmişlik hissediyoruz diyor. Demek ki bugüne kadar hemhâl idiniz. Şartlar değişti. Artık 50 cente muhtaç bir Türkiye yok ki fırça yesin. Yurt dışından parasıyla silah dilenen bir Türkiye yok ki. Tam tersine, dünyaya savunma sanayi ürünleri satan bir Türkiye var. Bu memleketin başında, yabancı devlet adamlarının karşısında ezilen büzülen değil, dimdik duran ve dünya lideri olduğunu ispatlamış bir Cumhurbaşkanı, bir devlet Adamı Recep Tayyip Erdoğan var. Kendine gel Özgür Efendi! Bu milletin parçası olmayı dene. Bak, çok keyif alacaksın” ifadelerini kullandı.

GiderGiderr

Kaynak: Haber Merkezi