Türk Siyasetin tartışmalı gündem maddeleri arasında yer alan, geçtiğimiz haftalarda tekrar gündeme gelen, ‘Vahdettin hain miydi?’ tartışması hakkında bir değerlendirme de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkan Yardımcısı ve ÇOMÜ Öğretim Görevlisi Necmi Akyalçın; “Sultan Vahdettin istese de istemese de eylemleri itibarıyla ‘hain’ damgasını yiyerek maalesef tarihte hak ettiği yeri almış ve dahi hilafetin ve saltanatın ipini fiilen kendi eliyle çekmiştir” dedi.

Türk siyasal tarihinde nerdeyse ülke kurulduğu günden bu yana konuşulan tarihi ve siyasi meselelerin başında gelen, Osmanlı’nın son padişahı Sultan Vahdettin’in Hain olup olmadığı tekrar gündeme geldi. İzmir’deki 9 Eylül kutlamalarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in; “Saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar” sözleri ve ardından, söylediği sözler; “100 yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar. Teslim oldular...” demiş bu sözler üzerine Siyasetin gündemi Vahdettin ve Kurtuluş mücadelesinde tavrı, ve hain olup olmadığı olmuştu. Ardından Osmanlıya hakaret edildiğine evrilen tartışma, hala konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu tartışmalar devam ederken bir değerlendirmede Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Görevlisi Necmi Akyalçın ‘dan geldi. Akyalçın önce son padişahın ülkeden iltica etmek için İşgal Kuvvetleri Başkomutanına yazdığı mektubu, ‘’Önce utanç verici iltica talebi metni’’ diyerek hatırlattı "Dersaadet 'İşgal Orduları' Başkumandanı General Harrington cenablarına, İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devlet-i fahimesine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan mahall-i ahara naklimi talep ederim efendim. 16 Teşrinisani 1922 Halife-i Müslimin Mehmed Vahideddin"

“DÜŞMANA KAYITSIZ ŞARTSIZ BOYUN EĞMESİ, ONU TARİH KARŞISINDA SUÇLU DURUMA DÜŞÜRMEKTEDİR”

Vahdettin’in hain tartışmaları üzerine değerlendirmeye ise Akyalçın; ‘’Vahdettin vatan dostu muydu hain miydi tartışmalarını bir kenara bırakarak şunu söylemek istiyorum: Farz-ı muhal kalbi vatan ve millet sevgisi ile dolu olmuş, Müslümanların halifesi makamında oturmuş olsa da, iktidarda bulunduğu kısa süre zarfında gösterdiği acziyet, liyakatsizlik ve düşmana kayıtsız şartsız boyun eğmesi, onu tarih karşısında suçlu duruma düşürmektedir’’ ifadelerini kullandı.

“HİLAFETİN VE SALTANATIN İPİNİ FİİLEN KENDİ ELİYLE ÇEKMİŞTİR”
Son padişahın kurtuluş mücadelesinde katkı vermediğinin altını çizen Akyalçın açıklamasına şöyle devam etti; “Dama Ferit zihniyetini yetkili kılıp Düvel-i Muazzama'ya karşı İstiklal Mücadelesi'nin yanında olmak yerine, tac ü taht endişesi ile haçlıların himmetine muhtaç olduğunu beyan ederek işgalcilere karşı ölüm kalım mücadelesi vermekte olan Kuva-yı Milliye'nin karşısına Hilafet Ordusunu çıkarması, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını katli vacip fetvası ile ölüme mahkum ettirmesi gerçekte onu tarih karşısında mahkum etmektedir. Sultan Vahdettin'in ekte kendi el yazısıyla hem de Müslümanların halifesi sıfatıyla İngiliz işgal orduları başkomutanına yazdığı mektuptaki sözler ve üslup ve işgalcilerden iltica talebi çok acı bir ibret vesikasıdır. Sebep ne olursa olsun, gerekçe ne olursa olsun sözüm ona Müslümanların halifesinin işgalci güçlerden merhamet dilenmesi, hür bir ülkeye naklini talep etmesi asla kabul edilemez. Sonuç olarak Sultan Vahdettin istese de istemese de eylemleri itibarıyla "hain" damgasını yiyerek maalesef tarihte "hak ettiği yer"i almış ve dahi hilafetin ve saltanatın ipini fiilen kendi eliyle çekmiştir.”

Atatürk’ün Vahdettin hakkında düşüncelerini hatırlatan Akyalçın “O halde Atatürk yalan mı söylemiştir?’’ diyerek; “Atatürk’ün hain dediği Vahdettin için, milyonların önünde ve açıkça ‘asla hain değildir’ diyenler, Atatürk ile ilgili düşüncelerini de yine milyonların önünde ve açıkça ortaya koymalıdırlar. Atatürk yalan mı söylemiştir?” açıklamasını tamamladı.

İbrahim Akın KAZANCI
Editör: Boğaz Gazetesi