Artık kritik ve stratejik savunma teknolojilerine ulaşmak için el kapısında bekleyen bir Türkiye yok” dedi.
Türkiye'nin Girişimcileri ve İnovaTim İnovasyon Yarışması’nın kazananları için Haliç Kongre Merkezi’nde ödül töreni düzenlendi. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, genç girişimciler ve ödül sahipleri katıldı. Bakan Kacır, törende gerçekleştirdiği konuşmasında, savunma sanayinin gelişimine dikkat çekerek, “Artık kritik ve stratejik savunma teknolojilerine ulaşmak için el kapısında bekleyen bir Türkiye yok” dedi.
“Dereceye girmeye hak kazanan herkesi şimdiden kutluyorum”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, dereceye girenleri de kutlayarak başladığı konuşmasında, “İnovaTİM İnovasyon Yarışması’nda yarınlarımızın mimarı gençlerimiz yapay zeka ve sürdürülebilirlik alanlarında özgün fikirlerinin ürün ve hizmete dönüşme serüveninin heyecanını deneyimlediler. Türkiye’nin Girişimcileri Yarışması’yla da Anadolu'nun dört bir yanından başarılı girişimcilerimizin bugüne kadar ülkemizin kalkınması için döktükleri alın ve akıl terlerini ödüllendiriyoruz. Atalarımız, ’Marifet iltifata tabidir, iltifatsız meta zayidir’ derler. Bu bağlamda az sonra takdim edeceğimiz ödülleri bir hak teslimi olarak görüyoruz. Aynı zamanda bu ödüller Türkiye Yüzyılı’nı inovasyon yüzyılı haline getirme hedefimiz doğrultusunda bizimle ilerlemeye kararlı gençlerimizin gayretlerinin tescili niteliğindedir. Her iki yarışmaya da gösterilen yoğun ilgi; inovasyonun iş dünyamız ve gençlerimiz tarafından güçlü bir şekilde benimsendiğini bizlere gösteriyor. Yarışmalara katılan tüm gençlerimizi ve girişimcilerimizi tebrik ediyorum. Vatanımıza, milletimize ve insanlığa faydalı çalışmalara imza atarak dereceye girmeye hak kazanan herkesi şimdiden kutluyorum” dedi.
“Türkiye’yi yenilikçi teknolojilerin salt müşterisi ve pazar yeri olarak gören yaklaşımı asla kabul etmiyoruz”
Yeni teknolojilerin yeşermesi ve ölçeklenmesi için çalışmaların devam ettiğini belirten Bakan Kacır, “Teknolojik dönüşüm rüzgarının tarihte hiç olmadığı kadar hızlı ve kuvvetli estiği bir dönemdeyiz. Geleneksel iş modelleri ve süreçlerin yenilikçi teknolojilerle süratle dönüştüğü; eş zamanlı olarak da bu teknolojileri odağına alan inovatif girişimlerin kısa sürede büyüyüp köklü firmaları yerinden ettiği bir döneme hep birlikte şahitlik ediyoruz. Teknoloji odaklı ürün ve hizmetler sunma kabiliyetinin, sürdürülebilir başarı ve rekabet avantajını belirlediği bu yeni dönemde iş dünyası için inovasyon, dijitalleşme ve Ar-Ge’ye yatırım yapmak artık bir tercih değil zorunluluktur. Ortaya çıkan bu tabloda Türkiye’yi yenilikçi teknolojilerin salt müşterisi ve pazar yeri olarak gören yaklaşımı asla kabul etmiyoruz. Teknoloji girişimciliğinin, Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin her alanında yazacağımız yeni başarı hikayelerinin ana aktörü olduğuna inanıyoruz. Genç ve dinamik nüfusumuz, küresel üretim zincirinde sahip olduğumuz rol; Türkiye için teknoloji girişimciliğinin açacağı fırsat pencerelerinin nişanesidir. 208 üniversitemizde ve araştırma altyapılarımızda yüzbinlerce araştırmacımızın geliştirdiği bilgiyi ekonomik değere dönüştürecek olan da teknoloji girişimciliğidir. İşte bu anlayışla, Türkiye’yi teknoloji girişimciliğinde devler ligine ulaştırmayı hedefleyen çok boyutlu politikalar ve girişimcilik ekosistemimizin ihtiyaçlarını adresleyen düzenlemeler ile ülkemizde yeni teknoloji girişimlerinin yeşermesi ve ölçeklenmesi için çalışıyoruz” diye konuştu.
“Orta Doğu’daki son gelişmeler de teknolojik bağımsızlığın hayati oluşunu tüm dünyaya gösterdi”
Konuşma savunma sanayinin gelişimine de dikkat çeken Bakan Kacır, “İçinde bulunduğumuz çağda, teknoloji geliştirme kabiliyetine ve altyapısına sahip olan ülkeler kalkınma yarışında bir adım önde yer alıyor. Teknoloji insanoğlunun huzur ve refahını artıracak çözümlerin adresi olarak görülüyor. Fakat teknoloji geliştirme ve üretme yetkinliğinin belirli bir zümre, firma veya ülke tekelinde toplandığı mevcut düzenin yalnızca insanlığın yararına olmasını beklemek fazla iyimser bir düşünce, hatta hayal olacaktır. Ahlaki bir zeminde yükselmeyen, tekelci teknoloji geliştirme anlayışının insanlık tarihi açısından bir ilerleme değil aksine gerilemeye sebep olduğu gerçeğini bizzat yanı başımızda Filistin’de, Lübnan’da görüyoruz. Teknoloji geliştirme kabiliyetini güçlendirmenin sadece bir kalkınma mevzusu değil ülkeler açısından siyasi ve askeri bağımsızlığın vazgeçilmez unsuru olduğunu acı tecrübelerle uzun yıllar önce bizzat deneyimlemiş bir ülkeyiz. Orta Doğu’daki son gelişmeler de teknolojik bağımsızlığın hayati oluşunu tüm dünyaya gösterdi. Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ’Dijitalleşen dünyada pazar değil, yüksek teknoloji ve katma değer üreten Türkiye’yi inşa yolculuğunda son yıllarda önemli kazanımlar elde etti. Milli Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan savunma sanayimizin milli ve özgün ürünleri bugün savaş paradigmalarını değiştiren ve jeopolitik dengeleri belirleyen unsurlar haline geldi. Artık kritik ve stratejik savunma teknolojilerine ulaşmak için el kapısında bekleyen bir Türkiye yok” ifadelerini kullandı.