Araç alım satımlarında alıcı ve satıcının birbirine karşı yükümlülükleri bulunduğunu söyleyen Avukat Seyit Yağmur, “Sıfır ya da ikinci el araç alım satımlarında hem alıcının hem de satıcının satış sonrasında bir takım yükümlülükleri söz konusu olabilmektedir. Bu yükümlülüklerin temel kaynaklarından biri de açık ayıp ya da gizli ayıp olarak nitelendirilen araçta birtakım kusurların bulunması durumudur. Açık ayıp olarak nitelendirdiğimiz kusurlar, alıcının basit bir gözden geçirmeyle tespit edebileceği araçta bulunan eksikliklerdir. Buna örnek vermek gerekirse aracın kaportasında çizik olması, göçük olması ya da döşemesinde yırtık deforme olması gibi durumlardır. Eğer satıcı satış öncesinde bu tür eksiklikleri de üstlenmemişse herhangi bir yükümlülüğü söz konusu değildir. Gizli ayıp olarak nitelendirdiğimiz kusurlar ise alıcının basit bir gözden geçirmeyle tespit edemeyeceği nitelikli bir şekilde araçta inceleme yapılmasını gerektiren kusurlardır. Bu kusurlar alıcının beklentilerini faydasal manada karşılamamalı ya da tamamen ortadan kaldırmalıdır. Kusurlar maddi, ekonomik ya da hukuki olabilir. Örnek vermek gerekirse aracın tramerinde ağır hasar kaydının olması, aracın kilometresiyle oynanmış olması, aracın bildirilenden alıcıya daha fazla değişen ya da boyalı parçasının bulunması, mekaniğinde arıza bulunması gibi durumlardır” dedi.

Araç alımında ‘gizli ayıba’ dikkat

Yağmur, tespiti zor olan ya da söylenenden fazla çıkan kusurların gizli ayıp olarak nitelendirileceğini söyleyerek; "Bu gibi durumlar söz konusu olduğu takdirde gizli ayıp olarak nitelendirilecektir. Alıcının satış sonrasında böyle bir tespit olduğu durumda bu tespit yapılan eksiklikleri, kusurları satıcıya vakit geçirmeksizin bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirim yapılmadığı takdirde satış tarihinden itibaren alıcının hakları zaman aşımına uğramış olacak. Bu bildirim, süresinde yapıldığı takdirde de alıcının birtakım haklarını talep etme durumu söz konusu olacaktır. Satışın ticari ya da normal yapılması durumuna göre alıcının haklarını arama durumları farklılık arz etmektedir. Eğer satış ticari nitelikte bir satışsa alıcı haklarını 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında arayacak. Eğer normal bir satışsa da 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve devamı maddeleri uyarınca alıcı haklarını arayacak. Burada tabii alıcının haklarını arayabilmesi için de birtakım şartların mevcut olması gerekli. Bu şartlar neler diye soracak olursak da alıcının satış esnasında araçta böyle bir kusur olduğunu bilmemesi, aracı kusuruyla birlikte kabul etmemiş olması gerekmekte. Bu bildirim yapıldıktan sonra alıcının kanunda öngörülen bir takım hakları söz konusudur” ifadelerini kullandı. Kusurların ekspertiz raporunda belirlenemese dahi sonradan bulunması halinde satıcının sorumluluğunun söz konusu olacağını söyleyen Yağmur, sözlerine şu şekilde devam etti;

Bakan Kurum'dan kira müjdesi Bakan Kurum'dan kira müjdesi

Araç alımında ‘gizli ayıba’ dikkat

“Bu haklara değinecek olursak da aracı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, araçta eğer hasarsız, kusursuz haliyle arada bariz bir maddi fark varsa bu tazminatı satıcıdan isteme, eğer aşırı bir onarım gerektirmiyorsa aracı satıcının tamir ettirmesini talep etme ya da aracın ayıpsız bir benzeriyle satıcı tarafından değiştirilmesini talep etme gibi hakları var. Bu ayıbı defide bulunduğu takdirde de bu haklardan yararlanabilecektir. Burada 2 yıllık bir zaman aşımı söz konusu. Şayet Türk Borçlar Kanunu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 231. maddesinde öngörüldüğü üzere, satıcı daha uzun süreli bir kusur çıkma durumunu teminat altına almamışsa, alıcı satıştan itibaren yani 2 sene içerisinde öğrendiği takdirde eğer satıcının ağır kusuru ya da hileli davranışı söz konusu değilse bu haklarını ileri sürebilecektir. Bu 2 yıllık sürenin içerisinde de eğer alıcı kusur bulunduğunu satıcıya bildirmişse 2 yıllık süre geçtikten sonra da bu haklarını kullanabilecektir. Alıcı, aracı satın alırken de tramere SMS atıp tramer kayıtlarını sorgulama, aracın sigorta kayıtlarını sorgulama trafik tescil kayıtlarını sorgulama ya da tramer kayıtlarını sorgulama gibi bir yükümlülüğü de konusu değildir. Yani aracın tramer kayıtlarını bilmediği takdirde, satıcı alış esnasında sen bu kayıtları sorgulayabilirdin, öğrenebilirdin gibi bir savunma içerisinde bulunamayacaktır. Ayrıca ekspertiz raporunda da belirlenemeyen, tespit edilemeyen kusurlar sonradan çıkmışsa ve alıcı bunun satıştan öncesinde araçta mevcut olduğunu ispat ederse yine satıcının sorumluluğu söz konusu olacaktır.”

Kaynak: İHA