Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Cevdet Yılmaz başkanlığında bir otelde 'AK Parti İl Dış İlişkiler Başkanları Marmara Bölge Toplantısı' düzenlendi. Toplantıya Ak Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Dış İlişkiler Başkan Yardımcıları Zafer Sırakaya ve Emre Ete, Genel Merkez Kadın Kolları Dış İlişkiler Başkanı Ümmügülsüm Ümütlü, Genel Merkez Gençlik Kolları Dış İlişkiler Başkanı Cengizhan Güngör, Ak Parti İl Başkanı Naim Makas, Ak Parti İl Kadın Kolları Başkanı Gülsüm Üstün, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Edirne, Bilecik, Kırklareli ve Çanakkale il dış ilişkiler başkanları katıldı.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, toplantı öncesi yaptığı konuşmada, Ak Parti'nin 10 milyonu aşkın üyesiyle demokratik dünyanın en büyük siyasal kurumlarından biri olduğunu söyledi. Ak Parti'nin ulusal bir marka olduğunu belirten Yılmaz, "Ak Parti, Türkiye'nin son 17 yılında gerçekten çok önemli değişimlere, dönüşümlere, reformlara imza atmış bir parti. Çok önemli başarılar imza atmış bir parti. Bir taraftan güçlü bir liderliği olan bir parti, ama diğer taraftan da çok geniş kadrolara sahip bir parti. Teşkilatlarıyla, tecrübesiyle gerçekten Türkiye'nin çok önemli bir değeri, bir kurumu AK Parti" dedi.
'TEK AMACIMIZ, SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ, SİYASİ BİRLİĞİNİ KORUMAK'
Son dönemlerde Türkiye'nin dış ilişkilerde çok önemli bir noktaya geldiğini ifade eden Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:
"Suriye. Barış Pınarı Harekatı. Geçen yıla damgasını vuran en önemli gelişmelerden biri bu oldu. Büyük güçlerin diyelim, bölgemizde bulunduğunu ve çeşitli hareketler içinde olduğunu görüyoruz. Çok uzaklardan gelip, bölgemize şekil vermeye çalışan güçler olduğunu da görüyoruz. Suriye'de yapılan bu müdahalelerin nelere yol açtığını hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Türkiye bu anlamda da 2019 yılında da çok önemli hamleler gerçekleştirdi. Suriye'nin kuzeyinde uzun yıllardır hazırlanan, birilerinin yatırım yaptığı birtakım oyunları bozmuş olduk Barış Pınarı Harekatı ile. Ve ülkemizin uzun vadeli geleceği adına gerçekten çok önemli bir kazanım elde etmiş olduk. Bir taraftan terör yapılanmalarını ortadan kaldırırken, sınırımızda büyük darbeler vururken, oradaki oyunları bozarken, diğer taraftan da Suriye'yi daha güvenli hale getirip, buradaki Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmelerinin önünü açmış olduk. Önümüzdeki dönemlerde bu bölgeler güvenli hale geldikçe daha çok Suriyeli kardeşimizin ülkelerine, vatanlarına hep birlikte geri döndüğünü de göreceğiz. Daha önce Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı harekatı yapıldığı biliyorsunuz. Orada yaptığımız bu çalışmalar aslında Suriye'nin birliğini koruma adına da çok önemli. Herhangi bir ülkenin toprağında gözümüz yok. Tek amacımız var Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak. Siyasi birliğini korumak, siyasi çözümünün kolaylaştırmak Suriye meselesinin ve istikrarını sağlamak. Başka bazı ülkeler Suriye'nin istikrarsızlığından medet umuyor olabilir. Kargaşadan nemalanıyor olabilir. Ama Tükriye böyle değil. Türkiye komşularının istikrarlı olmasını ister. Bizim milli menfaatimiz komşularımızın istikrarlı olmasını gerektiriyor. Dolayısıyla Suriye'nin istikrarı, barışı içinde inşallah elimizden gelen çabayı sarf etmeye devam edeceğiz."
'AKDENİZ'DE, DOĞU AKDENİZ'DE DE OYUNLARI BOZDUK'
Libya'da yaşanan gelişmelere de değinen Cevdet Yılmaz, konuşmasına söyle devam etti:
"Suriye dışında Libya konusu da çok çok önemli tabi. Libya'da yaptığımız anlaşmalar en az Barış Pınarı Harekatı kadar önemli. Gerçekten tarihi anlaşmalar. Biliyorsunuz Akdeniz'de Türkiye'yi dışlamaya çalışan bir grup ülke var. Kendi aralarında birtakım anlaşmalar yapıp, oradaki kaynakları ve çeşitli hakları Türkiye'nin aleyhine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin aleyhine kullanmaya çalışan ülkeler var. Ama yaptığımız hamlelerle, yine tarihi birtakım açılımlarla aslında nasıl Suriye'de oyunları bozduysak, Akdeniz'de, Doğu Akdeniz'de de o oyunları bozmuş olduk. Libya'yla yaptığımız iki anlaşma bu anlamda çok çok kıymetli. Bir tarafta askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması gerçekleştirdik. Diğer taraftan da deniz yetki alanlarının sınırlandırılması dediğimiz bir anlaşma yaptık. Ve Libya'yla aramızdaki sınırları belirlemiş olduk. Hem Libya'nın, hem de Türkiye'nin hakkını, hukukunu koruyan çok önemli iki anlaşmaya imza atmış olduk. Bu tabi Türkiye olmadan Akdeniz'de, Doğu Akdeniz'de Türkiye aleyhine bir oyun kurgulanamayacağını da ortaya koymuş oldu bu hamlelerimiz. Bunu da uluslararası hukuk içinde gerçekleştirdik. Ve temel kendi haklarımızı güçlü bir şekilde koruma irademizi ortaya koymuş olduk."
'LİBYA'DA BARIŞ İÇİN BULUNUYORUZ'
Libya'da yaşanan süreci de anlatan Yılmaz, “"Orada bir tarafta Birleşmiş Milletler'in kabul ettiği meşru bir hükümet var, Serrac hükümeti dediğimiz. Diğer tarafta darbeci bir generalin kalkışması söz konusu. Paralı askerlerle, aşırı gruplarla birtakım değişik ülkelerin desteğiyle Libya'ya askeri bir çözüm dayatmaya çalışan güçler var. Biz yine burada haklıdan ve meşru olandan yanayız. Maalesef dünyanın bu anlamda çok da uluslararası standartlara uyduğunu söyleyemeyiz. Bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeler dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler'in tanıdığı hükümete karşı yapılan bu hareketleri desteklediklerini görüyoruz. Uluslararası hukuka uymayan bir tavır içinde olduklarını görüyoruz. Bu da tabi kabul edilebilir bir durum değil. Malesef bunu görüyoruz. Aslında Avrupa Birliği'nin burada uluslararası hukuktan yana olması beklenir. Ve kendi üyelerinden bir kısmının uluslararası hukuku tanımaz bu tavrını Avrupa Birliği'nin statüsünü, imajını da zayıflattığını burada vurgulama durumundayız. Maalesef bu tabloları görüyoruz. Türkiye Libya'da yine haklıdan yana, meşru hükümetten yana" dedi.
Türkiye'nin Libya'da savaşmak için değil, meşru hükümete destek vermek için bulunduğunu belirten Cevdet Yılmaz, "Türkiye, eğitim desteği, koordinasyon desteği, bir takım konularda destek olmak için Libya'da. Libya'da yine barış için bulunuyoruz. Libya'da meşru hükümete destek için bulunuyoruz. Yarın da Berlin'den bir konferans yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılacağı önemli bir konferans. Yine haftaya Sayın Merkel Türkiye'yi ziyaret edecek. Bu Libya konularında da Sayın Cumhurbaşkanımızın çok güçlü bir inisiyatifini gördük Sayın Putin'le birlikte. Moskova'ya giden ekiplerimiz oldu. Orada ateşkes sağlanması yönünde çok önemli inisiyatif alındı. Bu da Türkiye'nin niyetini çok güzel ortaya koyuyor. Türkiye kan dökülmesini istemiyor. Türkiye askeri çözümlerden yana değil, tam aksine siyasi çözümü destekliyor. Ve inşallah Libya'da da siyasi çözüm oluştuğunu görürüz" diye konuştu.
Libya'nın kaynaklarının Libya halkına ait olduğunu belirten Yılmaz, "Türkiye olarak biz hiçbir zaman emperyal çıkarlar peşinde koşan bir ülke olmadık. Biz her zaman sadece ve sadece kendi hakkımızı, hukukumuzu savunan bir ülke olduk. Doğu Akdeniz'de de bunu yapıyoruz. Çok talihsiz bir açıklaması oldu biliyorsunuz televizyon muhabirinin, 'Türkiye emperyal birtakım hevesler içinde' şeklinde. Halbu ki Türkiye kendi hakkını, hukukunu koruyor. Başka bir şey yaptığı yok" diye konuştu.
Cevdet Yılmaz'ın konuşmasının ardından, 'AK Parti İl Dış İlişkiler Başkanları Marmara Bölge Toplantısı basına kapalı olarak devam etti.
Editör: Boğaz Gazetesi