Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, ailelere 'Strep A bakterisi' uyarısında bulunarak, "Ara tatilde çocuklarınızın düşmeyen ateşi varsa, boğazdaki iltihabı siz rahatlıkla ağız içine baktığımızda görebiliyorsak ve boyun bölgesinde de lenf bezesi varsa mutlaka bir sağlık çalışanına, hekime yada aile hekimine başvurmamız lazım" dedi.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Alper Şener, Strep A bakterisi hakkında ailelere uyarılarda bulundu. Step A bakterisinin yeni görülmediğini ve uzun zamandır bilinen bir bakteri olduğunu ve erken teşhisle birlikte antibiyotik tedavisiyle kolaylıkla tedavi edilebileceğini ifade eden Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, antibiyotiksiz iyileşme döneminde ise çocuklarda enfeksiyon sonrası kalp zarı iltihabı, kalp iltihabı, eklem iltihabı ve böbrek iltihabına sebep olabildiğini ifade etti. Strep A bakterisinde antibiyotik tedavisinin şart olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şener, Strep A bakterisi konusunda uyarılar yaptı.

Ara tatilde çocukların düşmeyen ateşi varsa, boğazdaki iltihabı rahatlıkla ağız içine bakıldığında görülebiliniyorsa ve boyun bölgesinde de lenf bezesi varsa mutlaka bir sağlık çalışanına, hekime yada aile hekimine başvurulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Şener, ara tatilin çocuklar ve aile bireyleri için çok önemli bir periyot olduğunu belirtti. Bu dönemde kendilerini en çok zorlayan konulardan bir tanesinin çocukların ateşli hastalıklar geçirmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şener, "O ateşli hastalıkların en çok dikkatini çeken de son zamanlarda Avrupada ve Türkiyede yavaş yavaş kendini daha baskın hissettirmeye başlayan Streptokok Tonsillit enfeksiyonları yada Grup A Streptokok enfeksiyonu, Streptokok enfeksiyonu yada daha önceden yaygın bilinen adıyla beta mikrobu enfeksiyonları denilebilir. Bunlar aslında birbirinden farklı neden farklı. Beta mikrobu dediğimiz yaygın olarak çocukluk çağında her sene görüyoruz. Ama Grup A Streptokok İnvaziv enfeksiyonları dediğimiz ise bu yavaş yavaş dünyada da farkına varılan ve artık ölümlere sebep olabilen, çocuklarda ölümcül seyredebilen enfeksiyonlar. Bu bizim için neden önemli bir kere düşmeyen yüksek ateşle, boğaz ağrısıyla seyrediyor. Çocuğun boğazına baktığınız zaman tonsillitleri rahatlıkla sağlık çalışanı olmayan birisi, ebeveyn dahi çok büyük bir şekilde görüyor. Ve artık hava pasajını engelleyecek düzeyde büyümüş şekilde görüyor. Bunun beraberinde de özellikle boyun bölgesinde lenf bezlerinde büyüme, yaygın olarak da daha sonrasında devam eden yüksek ateşle birlikte diğer organlarda hasarlar oluşturabiliyor. Hangi diğer organlar, ciltte, kulakta, akciğerlerde hasar oluşturabiliyor. Bunların hepsi Grup A Streptokok enfeksiyonlarında invaziv dediğimiz yani doku hasarı oluşturabilen bakteri tablosu" şeklinde konuştu.

Strep A bakterisi görülen çocuklarda antibiyotik kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Şener, "Bu bakteri tablosu olduğu için diğer gribal enfeksiyonlardan farklı olarak bunda antibiyotik kullanmamız lazım. Antibiyotiksiz geçmiyor. Erken tanı olması lazım. Erken tanı da boğazdan alınan sürüntü de hızlı tanı testleriyle Streptokok etkeninin, Strep A enfeksiyonunun gösterilmesi gerekiyor. Bunu gördüğümüz andan itibaren çocuklara ortalama 10 ile 14 gün boyunca antibiyotik vermemiz gerekiyor. Bu antibiyotiği almayan çocuklarsa bu iltihap sadece boğazla sınırlı kalmıyor. Akciğere inebiliyor. Kulağa sıçrayabiliyor. Beyne sıçrayabiliyor. Vücudun diğer bölgelerine sıçrayabiliyor. Hatta daha sonraki periyotta yani antibiyotiksiz iyileşme döneminde olacak olursa bu çocuklar enfeksiyon sonrası dediğimiz kalp zarı iltihabı, kalp iltihabı, eklem iltihabı ve böbrek iltihabına sebep olabiliyor. Dolayısıyla bu açıdan ebeveynler uyanık olması lazım. Erken dönemde başlanılan antibiyotikler bu çocuklarda özellikle enfeksiyon sürecinden sonra görülen kalp, akciğer, kulak, eklem ve diğer böbrek hasarını önlemiş oluyoruz. Bu dönemde özellikle ara tatilde çocuklarınızın düşmeyen ateşi varsa, boğazdaki iltihabı siz rahatlıkla ağız içine baktığımızda görebiliyorsak ve boyun bölgesinde de lenf bezesi varsa mutlaka bir sağlık çalışanına, hekime yada aile hekimine başvurmamız lazım" dedi.

Gülçin AKIN

Editör: Boğaz Gazetesi