Festivalin açılış programına, Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Rektör Prof. Dr. Sedat Murat, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Kasım, İletişim Fakültesi öğretim üyeleri ve birçok üniversite öğrencisi katıldı.

Açılış programı Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi Yonca Yüksel’in müzik dinletisi ile başladı. Ardından Festival Başkanı Hülya Önal, konuşmalarını yapmak üzere kürsüye çıktı. Önal, “Çok değerli gençler, bizler üniversite yaşamının sizlere sadece mesleki donanım kazandıracak bir süreç olarak görmüyoruz. Zihninizi, bedeninizi ve ruhunuzu besleyecek bir fırsat olarak görüyoruz. Bizler bu zaman dilimini sizler için olabilecek en üretken şekliyle değerlendirerek, sizlerle bu yolculuğu tamamlamak istiyoruz. İşte bu yüzden fakülte olarak, üniversite olarak pek çok bilimsel çalışmanın yanı sıra sanatsal üretime destek veren bu festivali oldukça önemsiyoruz. Sadece öğrencilerimiz için değil kentimiz için de katma değer sağlaması, festivalin kent ile anılan bir markaya dönüşmesi için çalıştığımız ve her yıl biraz daha olgunlaştırarak sürdürdüğümüz festivalimize bu üç yılda 100 farklı ülkeden ve 2 bini aşan başvuruyla hem üniversitemizin hem ülkemizin adını duyurmuş olduk. Sektörün önde gelen isimleri ile çok sayıda atölye gerçekleştirdik. Bu yıl da birbirinden kıymetli konuklarımızla gerçekleştireceğimiz atölyelerimizle dolu dolu bir üç gün geçireceğiz. Bizler bu etkinlikleri yaparken kalabalık bir ekip ile yapıyoruz ve destekleri olmasa asla sürdürebileceğimiz bir etkinlik değil. En başından itibaren bizi destekleyen Gelibolu Tarihi Alan Başkanı Sayın İsmail Kaşdemir’e, Sinema Genel Müdürlüğümüze, Rektörlüğümüze, ekip arkadaşlarımıza; Doç. Dr. Tuğba Elmacı, Dr. Öğr. Üyesi Çağlar Doğru, Dr. Öğr. Üyesi Cem Kemal Baykal, Öğretim Görevlisi Gökhan Akça, bu festivalde görünmeyen kahramanlardır. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“DAHA İYİ BİR KONUMA GELECEĞİ KONUSUNDAKİ İNANCIMIZ SONSUZDUR”
Ardından, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, konuşmalarını yaptı. Murat, “İnşallah önümüzdeki yıllarda bu festivalimizin çok daha geniş katılımlı, çok daha canlı ve görkemli bir şekilde gerçekleşeceğine inanıyorum. İlk defa katılıyorum, aranıza 7 yıl önce katıldım ama gerçekten çok güzel bir şehre geldik. Üniversitemiz içerisinde sıralama yaparsak öncelikle en büyük katkımız, desteğimiz sevgili öğrencilerimiz ve tabi onları da yetiştiren hocalar bizim her şeyimizdir. Çanakkale’de Truva Atı çok önemli bir figürdür. Önümüzdeki yıllarda Çanakkale’nin bu anlamda çok daha iyi bir konuma geleceği konusundaki inancımız sonsuzdur” dedi.

“BU GELİŞMELERE MUTLAKA AYAK UYDURMAMIZ GEREKMEKTEDİR”
“Bugün bir kültür sanat amacıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz” diyen Murat, “Sinema, toplumların kalkınmasında, gelişmesinde önemli bir yere sahiptir. Son asırda bu sektör alabildiğine gelişme gösterdi ve bugün çok daha farklı alanlara doğru gidilmektedir. Bu sektörde akla hayale gelmeyecek gelişmeler yaşanmaktadır. Ülke olarak, gençlik olarak, üniversite olarak bu gelişmelere mutlaka ayak uydurmamız gerekmektedir. Bizler bu amaçla üniversitemizin İletişim Fakültesi’ndeki hocalarımızın öncülüğünde dijital görüntü merkezi ile ilgili bir faaliyet başlattık GMKA’nın destekleriyle. İnşallah önümüzdeki günlerde sinema, televizyon alanındaki gelişmeleri yakın takip edecek ve çok güzel projeler ortaya çıkaracağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

“KİM NE YAPARSA YAPSIN, BU YARIŞTA BİZ DE OLACAĞIZ”
Toplumsal kalkınmada ekonominin önemli olduğunu vurgulayan Murat, “Ekonomi kalkınma kadar sosyal kalkınma da önemlidir. Çanakkale bir sanayi şehri değil, İstanbul, Tekirdağ, Bursa gibi diğer sanayi kentleri gibi. Biz öyle de olmasa ağır sanayinin burada aslında üniversite olarak çok da yaygınlaşmasını ve sanayi şehri olmasını doğruyu söylemek gerekirse çok arzu etmiyoruz. Çanakkale’miz kültür, sanat, tarih gibi alanlarla kendini ortaya koyabilirse bir marka olabilirse, biz bundan çok mutluluk duyarız. Çanakkale’ye de en büyük hizmet sanıyorum budur. Sosyal kalkınmada da özellikle görsel alandaki gelişmeler, çok önem arz etmektedir. Artık kültür, ulusal düzeyden uluslararası düzeye doğru yol almaktadır. Burada eğer kendi kültürümüzü ön plana çıkaramazsak çok tehlikeli bir kuşatmayla karşı karşıya kalırız. O da kültür emperyalizmidir. Başkalarının kültür alanlarına odaklarına girme tehlikesi her zaman vardır. Dolayısıyla biz milli kültürümüzü geliştirmek durumundayız. Yoksa millet olma özelliğimizi kaybederiz. Kendi kültürüne, kendi değerine, kendi milli değerlerine uzak bir sosyal yapı, belki 50 yıl belki bir asır sonra bir milletin yok olmasına yol açar. Biz asla böyle bir tehlikeye izin vermeyiz, vermemeliyiz. Dolayısıyla uluslararası kültürün aktarılmasında sinema filmleri çok önemli yeri vardır. Sevgili gençler, kendi öz değerlerinizden beslenerek bu sektör eğer uzun süre ayakta kalmak istiyorsak, gençliğimizin kültür emperyalizmin pençelerinin altında yok olmasını istemiyorsak bizler bu anlamda kendimi ortaya koyma durumundayız. Kim ne yaparsa yapsın, bu yarışta biz de olacağız. İnşallah üniversitemiz ve üniversitemiz içerisinde bu alanda bizzat ilgili olan İletişim Fakültesi üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Ben tekrar bu güzel günümüzde bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Açılış programı, festivale gönderilen filmlerin derlemesinden oluşan bir gösterim ile devam etti. Ardından yarışmaya katılan kısa filmler gösterilerek, Truva Atı Kısa Film Festivali resmi olarak başlamış oldu.

Gizem Tuğçe BAYHAN
Editör: Ersan Küçükkuru