Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası 2024 yılı son olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. ÇTSO Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapılan yılın son toplantısı olan Aralık Ayı Meclisin gündeminde yine ekonomi vardı. Gündem dışı söz alan ve 2024 yılını değerlendiren Meclis Başkanı Osman Okyay, yüksek enflasyon nedeni ile sanayicilerin zorlandığı bir yıl olduğunu belirterek “2024ılını tamamlarken, geriye dönüp yılın genel bir muhasebesini yapmak artık bir gelenek oldu. Bu yıl da geriye dönüp bir değerlendirme yaptığımızda; Ekonomimizin en kırılgan yanı olan enflasyonun hala varlığını koruduğu, ekonominin tüm kesimlerinin gözünün Merkez Bankası’nda olup faizlerin düşürülüp düşürülmeyeceğine dair tahminlerin havada uçuştuğu, ekonominin son 17 çeyrektir büyümesine rağmen, bunun çok hissedilmediği, ekonomik aktivitedeki ciddi yavaşlama sayesinde cari işlemler açığının önemli ölçüde daralmasına karşın özellikle biz sanayicilerin bundan çok mutlu olmadığı bir yıl olduğunu görüyoruz” dedi.
6 Ülkeden biri olduk
ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay, Türkiye’nin yüksek enflasyonda 6 ülkeden biri olduğuna dikkat çekerek “Yıl boyunca enflasyon, Türkiye'nin makroekonomik gündeminde önemli bir yer tuttu. Türkiye, uzun süredir yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Bu durum hem bireylerin alım gücünü azaltıyor hem de yatırımcı güvenini zayıflatıyor. Kasım ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 47,09. Dünyada en yüksek enflasyon yaşanan 6 ülkeden biri konumundayız ve maalesef bu sürdürülebilir bir durum değil! Hükümetimizin enflasyonu düşürmek üzere uyguladığı tedbirlerin başarıya ulaşmasını ve tüm kesimlerin rahat bir nefes almasını ümit ediyoruz. diğer yandan ekonomik büyümenin 17 çeyrektir devam ettiğini söylemiştim. Son olarak bu yılın ikinci çeyrek döneminde ekonominin yüzde 2,5 büyüdüğü açıklandı. Yılın ikinci çeyrek büyüme performansına sektörel olarak bakıldığında birçok sektörde büyümenin yavaşladığı, sanayi tarafında ise daha olumsuz bir görünümle daralma gerçekleştiği görülüyor. Peki, sanayinin büyümediği bir ekonomi sürdürülebilir büyüyebilir mi? Bu büyümeden herkes payına düşen alabilir mi? Bu soruların cevabı çok net ‘hayır’. Belki teknoloji, finans, sağlık ve turizm gibi yüksek katma değerli hizmet sektörlerine yatırım yapan ülkeler, sanayi büyümesi olmadan büyümeyi sürdürülebilir. Singapur ve İsviçre örnekleri ortada. Ya da petrol, doğal gaz veya diğer doğal kaynaklara sahip ülkeler, bu kaynakların ihracatından elde ettikleri gelirle büyümeyi devam ettirebilir” dedi.
Sanayi, hizmet ve teknoloji arasındaki dengeyi iyi kurması şart!
İstikrarlı büyüme için dengenin kurulmasının şart olduğuna da dikkat çeken Meclis Başkanı Osman Okyay “Türkiye bir yüksek teknoloji ülkesi olmadığına, bu saydığım doğal kaynakların hiçbirine de sahip bulunmadığına göre; sanayi, Türkiye ekonomisinin büyüme motorlarından biri ve katma değer yaratma, istihdam sağlama, teknoloji geliştirme gibi unsurlarda kritik bir role sahip. Türkiye'nin sürdürülebilir ve eşitlikçi bir büyüme hedefine ulaşabilmesi için, sanayi, hizmet ve teknoloji arasındaki dengeyi iyi kurması şart! Yüksek Teknoloji sektörlerine doğru gidişin Ülkemiz açısından çok doğru bir strateji olduğuna hiç şüphe yok, bunu gönülden destekliyorum. Ancak bu geçişin bir süreç olduğunu unutmamamızın ve bu süreçte ülke refahının devamı açısından, halihazırda içinde bulunduğumuz sektörlerdeki sürdürülebilirliğin dikkate alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Yeni dünya düzenine uymak için fırsatları değerlendirmeliyiz
Osman Okyay “Yukarıda da söylediğim üzere, düşük katma değerli ürün ihracatından yüksek teknoloji ve yenilikçi ürün üretimine ve ihracatına geçiş yapmalıyız. Avrupa Birliği’nin karbon vergisi uygulamalarına uyum sağlamak için sanayide yeşil dönüşüm hızlandırılmalı. Küresel rekabet gücünü artırmak için nitelikli iş gücü yetiştirilmesi hayati önem taşıyor. Yetenekli gençlerimizi yurt dışına kaptırmak yerine Türkiye’de kalmasını sağlamak için cazip fırsatlar sunulmalı. Bu konularda artık kaybedecek bir dakikamız bile yok! Yeni dünya düzenine uyum sağlamak açısından önümüze çıkan fırsatları kaçırmamalıyız. Uzun vadeli bir kalkınma planı oluşturmamızı çok önemli görüyorum. Küresel rekabette geride kalmamak için bu şart” dedi.
2025 Kolay Olmayacak
Konuşmasının sonunda 2025’in zor olacağının da altını çizen Osman Okyay “2024’te zor bir yıl geçirdik. 2025’nin çok kolay olacağını da öngörmüyoruz. Ancak yaşadığımız tüm zorluklar dayanıklılığımızı artırıyor, değişen koşullara hızla uyum sağlama yeteneğimiz gelişiyor. Zorluklar karşısında farklı çözüm yolları bulmak için daha kreatif ve esnek oluyoruz. Zorluklar bizi yıkamaz. Bizi daha güçlü kılar. Önemli olan, bu zorlukları bir fırsata dönüştürerek geleceğe daha umutla bakabilmek... Bu zorlukların geçici olduğunu biliyor ve daha iyi günlerin geleceğine hep beraber inanıyoruz” dedi.
Zorlu bir yılı geride bıraktık
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Semizoğlu ise yaptığı açılış konuşmasında 2024 yılını değerlendirerek “Küresel ölçekte zor bir yıl olan 2024, Ülkemiz ekonomisine de yüksek enflasyon, artan maliyet baskıları ile damga vurdu. Türk iş insanının dinamik gücü, üretim aşkından gelen fedakar ve dirençli yapısı ile yerimizi korumaya çalışsak da iç ve dış piyasada rekabet gücümüzün zorlandığı bir yılı geride bırakıyoruz” dedi.
Birden güneş açmayacak
Asgari ücret ve enflasyon değerlendirmesi de yapan Selçuk Semizoğlu “Asgari Ücret Komisyonu çalışmalarını tamamladı. İşverene maliyeti 30.556 TL, çalışanın cebine giren 22.104 TL. Asgari ücret 600 dolara çıktı. Dolar hesabı yaparsak geçmişte çok düşüktü. Ama biz Türkiye’de yaşıyoruz. Asgari ücretin sorunu; asgari ücretin üzerindeki diğer maliyetler. Alım gücü o kadar düştü ki ihracatçı; ‘Ben ihracat yapabilmem için, Dünya’yı takip edebilmem için asgari ücretin 300-350 dolar civarında olması gerekir.’ diyor. Bakıyorsunuz 600 dolar bu sefer ihracatçı sıkıntıda. Hepimiz ev geçindiriyoruz. Asgari ücretle ev geçindirmek için matematik profesörü olmak lazım. Başkanımın da ifade ettiği gibi 2025 yılında enflasyon düşmeye başlayacak. Birden güneş açmayacak yavaş yavaş düşmeye başlayacak” dedi.